4 Şubat 2010 Perşembe

MERHÛM ŞEHÎDİMİZİN RÛH-I ŞERÎFLERİNE


Büyük Osmanlı ulemâsından Dünyâ çapında haklı bir takdîre sâhib İskilip’li Merhûm Muhammed Âtıf Efendi Hazretleri, efrencî 1924 târihinde yazdığı 32 sahîfelik “Frenk Mukallidliği ve Şapka” nâmındaki eseri içün, 1925 nihâyetinde çıkarılan “Şapka iktisâsı Kânûnuna” muhâlefet suçlamasıyla; ve o kânun, dünya hukuk vicdânını katledercesine mâkabline teşmîl edilerek; ve Kel Ali, Kılıç Ali gibi a’zâları hukukçu olmayan engizisyon mahkemesi veya “İstiklâl Mahkemesi” denen mahallerde hiçbir suçu olmadığı halde mazlûmen gûyâ muhâkeme edilmiş; ve nice sürgün ve işkencelerden sonra Ankara’daki cellatlardan özür de dilemeyib “özür dilemek de küfürdür!” diye meydân okuduğu içün, 1926 şubat ayının 4’ünde (Perşembe günü sabaha karşı), başında sarığı sırtında cübbesi ile darağacında ve cihânın yüzkarası olan bir zulüm âbidesi ma’rifetiyle asılarak ŞEHÎD edilmişdir…
 Büyük Anadolu İSLÂM Şehîdimizin cenâzesi âilesine verilmediği gibi, gasledilib kefenlenmesine de müsâade edilmemiş ve mechul bir mahalde toprağa verilmişdir... Merhûm’un, 84 senedir bilinemeyen kabri, DNA testleri neticesinde bu sene tam tesbit edilerek, cesed-i şerîflerinin bakıyesi İskilib’e nakl ile mezâr-ı şerîfine tevdi’ edilmişdir.
 İdâmından iki gün evvel Kâinâtın Fahri Aleyhisselâm’ı âlem-i menâmda görüb kendilerine kavuşma “emrini” alınca da, müdâfaalarını yırtıb atan BÜYÜK ŞEHÎDİMİZ’in hâtırâsını, Üstâd Merhûm Necib Fâzıl Bey’in “Son Devrin Dîn Mazlumları” eserinden sunacakları bilgilendirmeler ve MAHALLERİNDE YAPACAKLARI ictimâlarla yâd edecek ve MERHÛM ŞEHÎDİMİZİN RÛH-I ŞERÎFLERİNE hatm-i şerîf, 7 Yâsîn-i şerîf (ki zevcesi Zâhide Hanım’ın, idâm gecesi gördüğü rü’yâda Merhûm zevcinin kendisine: “Ben artık gidiyorum, sakın arkamdan ağlamayın, bana 7 Yâsîn okuyun!” dediğini Merhûm Üstâd Necib Fâzıl Bey kitâbet buyurmuşdur…)  ve Fâtiha-yı şerîf ihdâ edecek ihvân-ı dinden HAKK Azze ve Celle râzı ola…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder